Falaka, artısıyla eksisiyle yaşanmış bir “çocukluk haritasına” parmak basıyor. Neler yok ki bu çocukluk haritasında…Her zerresiyle kendini hissettiren bir yetimlik hissi, anaerkil bir ailenin iyi kötü yanları, hoca hatıraları, yenilen falakalar, oynanan oyunlar, mahalle araları, dar sokaklar, arkadaşlıklar, yangınlar, atlar, taylar, alaylar… Her biri hayatı yaşanabilir kılan binbir renk! Her çocukluk kendine has bir renk kartelasıdır aslında. Ahmet Rasim’in kartelasında ise ana renkler bir yana ara renklerden bile bir hayatı yeniden okumak mümkün.
Falaka, tepeden tırnağa kuşanılmış bir ilk gençliğin ipuçlarını veriyor.