Bahar, Midilli'ye birden bire gelmişti. Ada yeşillenmiş, kırlarda gelincikler açmıştı. Altın Çekiç Hanı'nın önündeki ağaçlar altında müşteriler önlerine konan yemekleri bitirmeye çalışıyorlardı. Birden, karşıdaki tepenin tozlu yolunda, atını çılgıncasına süren bir süvari belirdi. Uçarcasına giden doru renkli at, arkasında tozdan bir bulut bırakıyordu. Handaki müşteriler, yemeklerini bırakarak gelen atlıya baktılar: - Birisinden kaçıyor!.. (Kitabın İçinden)