1687 yılında Isaac Newton doğa kanunlarının maddenin hareketini neredeyse mükemmel bir hassasiyetle tahmin etmek için kullanılabileceği bir bilimsel çağın fitilini ateşledi. Newton fiziği aynı zamanda kendimize dair olan anlayışımıza da meydan okudu: Uçakların havada durmasını sağlayan doğa kanunları prensipte bizim de ne şekilde davranacağımızı tahmin etmede kullanılabilirdi.
Peki gerçekten de yaptığımız ve yapacağımız her şey daha biz doğmadan önce var olan olgular tarafından belirleniyor olabilir mi? Bu konu felsefi tartışmanın en temel meselelerinden biridir. Üniversite eğitimine yeni başlamış çaylak bir felsefe öğrencisinden tutun da konferanslardan sonra meslektaşlarıyla kafa dağıtan teorik fizikçilere kadar herkes bu konuyu konuşur durur. Yine de bundan daha çok düşünülen ve daha az anlaşılmış başka bir konu yoktur.
Tartışmaların içine girmek hatta ötesine geçmek determinizmin söylediklerini aşmak ve fiziğin bize ne söylediğini gerçekten kendi terimleriyle anlamak istiyorsanız bu kitabı okuyun. Özgür irade meselesi pek çok başka alan ile bağlantılı. Karar vermek ne demektir ve eylemlerimizin önceden belirlendiğini söylemek ne manaya gelir? Doğa kanunları nelerdir? Sebepleri nedir? Fizik merceğinden bakıldığından bizler ne tür varlıklarız ve doğal düzene nasıl ayak uydurabiliriz?
Ismael bu kitapta fiziğin kendimiz hakkında neler söylediğini derinlemesine inceliyor. İnsan varoluşuna dair bu temel soruya herkesin anlayabileceği ve yenilikçi bir bakış açısı ile yaklaşıyor.