20.yüzyıl çocuk haklarının ilanına tanık oldu; çocukluğun tanımı değişti. Üstelik Mayıs 1968'de "yasaklamanın yasaklanması" anlayışı da ortaya çıkmıştı. Ana babalar bu köklü değişimler karşısında şaşkınlığa düştü. Çoğu itaat anlayışıyla yetiştirilmişti. Şimdi çocuklarını nasıl yetiştireceklerdi? Artık her şeyi yeni baştan düşünmeleri gerekiyordu. Çocuklarına her konuda kendilerine eşitmiş gibi davrandılar. Onları kendileriyle bir tutmaları kadar bizzat kendilerinin çocuklaşması da sorunlar yarattı. Hiçbir şey çocuk gibi davranan bir ana baba kadar güven sarsıcı olamazdı. Çünkü çocuklar yetişkinlerden kendilerine yol göstermelerini bekler ve örneklere gereksinim duyarlar. Neyi yapıp neyi yapamayacağı konusundaki sınırların eksikliği çocuğu şaşkına çevirir. Oysa çocuk en başka güvence aramaktadır; "Merak etme canım her şeyi isteyebilirsin. Ben tehlikeli olanı yapmana izin vermemek için buradayım" diyen bir ana babaya gereksinimi vardır. Psikanalist Catherine Mathelin bu kitabında bütün bunlardan yola çıkarak yapay bir mutluluk arayışı içinde olan iki "modern" aileyi hayali bir sahnede kurguluyor.