"Asırlardan beri yaşayan şairlerin şeyhi olan ve geçmişi geleceğe karışan bu harikülâde adam beni çocukken genç etmiş ve Sa'dî'den alıp getirdiğim Bostan ve Gülistan'a yeniden bir bahar mevsimi ilâve ederek bilmem nasıl hülâsa edeyim?... Bana sevmeği öğretmiş hem de vaktinden evvel öğretmiş idi...
Şiirlerinin bir kısmı meydanda ve bir kısmı kalplerde ve ezberde ve fakat hayat hikâyesi maalesef bilinmezlikler içinde kim bilir nerde olan bu ebedî ve rûhanî şairimizin hayatı ve ölümü hakkında büyük edibimiz Süleyman Nazif yeterli bilgiler veriyor. Ve onun büyük bir gayret ve emekle üstesinden geldiği bu hizmetin kılavuzluğunda şairin rûhaniyetine yine bir cismaniyet geliyor. Nerede öldüğü bilinmeyen Fuzûlî yeniden içimizde yaşamaya başlıyor. Ebediyete bir taze hayat vermek taklidi imkânsız kabîlinden bir hünerdir. Hakikatte Şark'ın o büyük şairinin menâkıbı öyle büyük bir edîbin kalemine yakışırdı. Kalbimde olan Fuzûlî ile beraber Süleyman Nazif'i tebrîk ederim."
Abdülhak Hâmid'in Esere Yazdığı Mukaddime'den 10 Nisan 1926.