"Devlet"in niteliği kökeninde yatan itaat olgusunun dayanağı yaptırım gücünün kaynağı hukukçular başta olmak üzere bütün toplum bilimcilerinin açıklamaya uğraştıkları bir alan olmuş ve ikibin yıldan fazla bir süre pek çok düşünür bu konuda mantıklı bir açıklama aramış -ama bulamamışlardır-. Devletin ülke nüfus gibi bazı somut nitelikleri anlaşılabilmişse de onun gücünün asıl kaynağı ve itaat olgusunun meşruluğu bugüne kadar doyurucu biçimde açıklanamamıştır. İşte büyük hukukçu Karl Doehring bu yapıtında devleti doğal bir olgu kabul edip onun asıl geçerlilik nedenini hukuka bağlı olmasıyla açıklamış böylece pek çok kuramı gereksiz duruma getirmiştir. Yazar devleti böylesine pratik açıdan incelerken "hukukun" yapılması ve uygulanması sırasında "devletin" düştüğü yanlışları da göstermiş tam bir özgürlükçü kişiliğe sahip olmasına rağmen demokrasinin -vazgeçilmezliği kadar- büyük zaaflarını da açıkça gözler önüne koymuş ama bunları gidermenin tek çaresinin gene demokrasi olduğunu bilimsel bir yolla kanıtlamıştır.