Yağmurlar gök yüzünden alıp kokunu
Tüm şehre indirmişti
Benim gelmemi beklemişti
Kokunu akasya yapraklarına saklamış
Beni sobeliyordu
Denedim olmuyor çığlıklarım boğulmuyor
İnecek var diye bağırıyor içimdeki yolcu
Olmadığını bildiğim kente
Çocukluğuna seni çağırıyorum.
Oysa!
Henüz bir şafak önce bir yıldızsız gece evvelsi
Bir bensizliğin sende duyulmayan sesi
Ve ben gelmeden bir gün öncesi
Zavallıydım, biçareydim.
Kendimle oynadığım her oyunda ebeydim
Vaktinde gelemedim.
Göremedim
Nasıl gittin?
Bilemedim.
Gittin de
Yüreğin gelmişken tam sevme yaşına
Papatyalardan taç mı taktın başına.