Cumhuriyeti homojen bir ulus devlet kurma çabasının sonucu olan nüfus değişimleriyle ve yakın tarihimizdeki yoğun kentleşme nedeniyle yüksek oranda göç hareketlerine tanık oldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında Nazi Almanyası'ndan kaçan ve Türkiye'nin bilim camiasında yer alan Yahudi ve rejim karşıtı bilim insanları eski Doğu Bloku ülkelerinden geçimlerini sağlamak için Türkiye'ye gelen küçük tüccarlar ev hizmetlileri ve vasıfsız işçiler özel üniversitelerin kurulmasından sonra ihtiyaç duyulan yabancı öğretim üyeleri uluslararası şirketlerde ve projelerde iş bulan yabancı uzmanlar ve yöneticiler bu göç resmini tamamlıyor. Türkiye tarihinde önemli bir yer tutmasına karşın göç olgusuna ilişkin toplumsal süreçlerin bilimsel olarak çözümlenmesi için sarf edilen çabalar henüz çok yenidir. Türkiye'deki araştırmacılar uzun yıllar daha çok "misafir işçi" ya da "Almancı" adı altında Avrupa'ya göç etmek üzere ülkeden ayrılanlarla ilgilenmiş ya da Batı Anadolu'nun süratle büyüyen metropollerinin tablosunu değiştiren iç göç sorunlarını ele almıştır. Türkiye'ye yönelik göç hareketlerinin tartışılması ancak 2000'li yıllarda gündeme gelmiştir. Göçmenlerin özellikle de yüksek vasıflıların deneyimlerine çok az ilgi gösterilmiştir. Bu kitap göçmenlerin dört ayrı ülkedeki (Türkiye Büyük Britanya Kanada ve Almanya) yaşam seyirlerini karşılaştırıyor ve yüksek vasıflı göçmenlerin yönelim ve deneyimlerini ayrıntılı mülakatlar yoluyla çözümlemeye çalışıyor.