Gök Derinin Altında zaman ve mekânla bağları gevşemiş insanların modern çağda efsanelere sığınmasının anlatısı. Bildik sokaklardan Sibirya'ya arka bahçelerden Yakutistan'daki çadırlara ulaşan; aynı yerden kanayıp kırılan ama kendilerini saran ve iyileştirenlerin öyküleri.
Harflerden çok rüzgârı kelimelerden çok hisleri duyuran Nazlı Karabıyıkoğlu bedenin ve cinsiyetin ötesine geçen bir dil kurarken bambaşka gözlerle evrene yeniden bakabileceğimizi gösteriyor.