gölgeden oyuncaklar tanrı şeklinde
nereye koysan kaybolur dilimin ucunda
sırrımın üzerinde oyundur mariz hayatım
gökdelenlerin gölgesi eğiktir tenimde
asılı duruyor közleşmiş mahrumiyet
gölgelerin dili
lahikadan yapılmış bedenimin üstünde
hummalı bir gölge dolaşır zamanı kemirerek
çelikten kelimeleri eritir
ruhuma yapışan gölgeden sivilceler
süveydadır kalbimin içinde hüzün denizinde yüzerek
ki gölge savaşçısı mızrakların hayalden
saplandığı yerde aşk irini akıyor
toprağı avuçlasan elinde kalıyor vaha
dudaklarının arasından karanlığı boyuyor
öğlelerin dili
esrik maziden akıyor hayalin
halayıklar yakıyor kördüğüm rengini
puhu kuşu gibi gözlerin ölüme bakıyor
aylak aylak düşüyor kelimeden
ruhunun üzerine
aynaların dili