Ellili, altmışlı yıllar, yetmişli yılların başlangıcı. Önce Pangaltı’da sonra Nişantaşı’nda yaşayan, banka ikramiyesinden kazanılan Göztepe’deki evde yaz aylarını geçiren bir Yahudi ailesi, yakınları, komşuları, çocukluk arkadaşları. Cep telefonunun, internetin olmadığı yıllar. Henüz büyük bir metropole dönüşmemiş iki-üç milyon nüfuslu İstanbul’da geçen mutlu çocukluk ve ilk gençlik yılları. Bu kitap “nostalji edebiyatı” tuzağına düşmeden artık mazide kalmış bir hayatı anlatmakta.