Bu kitabı okurken; keşke dağların dili olsa da anlatsa bize tarihin heybesinde sakladığı gerçeği, bir gerillanın yüzünü okşayan rüzgârlar dile gelse diyeceksiniz. Bir yaranın nasıl diyalektik bir örgü ile kabuk bağladığını ve aslında bazı yaraların hiç iyileşmediğini göreceksiniz. Bu çağın kahramanlarının henüz son sözünü söylemediğini anlayacaksınız.
Kitap, dehlizlerde sinsi bir ihanetin hayatın karnındaki cenine nasıl kıydığını gözler önüne seriyor. Ceninin bir tutam aydınlığa ne şekilde tutunup tekrar nasıl güneşi gördüğünü anlatıyor.
Hikâyenin akışı içinde kaybolurken, "Kendini doğurabilir bir insan, kendini tarihin imbiğinden süzebilir ve acının omzuna bir sevgi muskası takabilir." diyeceksiniz. Ben dedim.
Xeyrî Garzan'ın kalbindeki bir damla umudun bütün evrenin yüzünü yıkadığına şahidim. Yazarın içindeki destan büyüdükçe çoğalmış, kendini doğurmuş ve bu direniş kitabı ile de herkesin yüreğine değmeyi bilmiş...
Medya Doz