Leibniz-Clarke Mektuplaşması diye adlandırılan yazışmalar, Leibniz tarafından kaleme alınan beş mektup ile Samuel Clarke tarafından bu mektuplara cevap mahiyetinde yazılmış beş yazıdan oluşmaktadır. 1715 ve 1716 yıllarında yapılmış bu yazışmalar, Leibniz’in 1716’da ölmesiyle kesintiye uğramış ve 1717 yılında Clarke tarafından yayımlanmıştır. Söz konusu yazışmalar, birçok temel konuyu kapsıyor; ilahi azamet ve sonsuzluk, Tanrı’nın dünyayla ilişkisi, ruh-beden ilişkisi, özgür irade, uzay ve zaman, mucizelerin doğası gibi metafizik ve teolojik konuların yanı sıra maddenin doğası, atomların ve boşluğun varlığı, evrenin büyüklüğü ve çekim kuvveti gibi daha bilimsel konular hem felsefi hem de bilimsel olarak ele alınıyor. G. W. Leibniz ile Samuel Clarke arasındaki mektuplaşmaları kuşkusuz felsefi konular üzerine yapılan en önemli tartışmalardandır. Bu yazışmalar on sekizinci yüzyılın felsefe alanındaki en ünlü ve etkili fikir alışverişlerindendir. Leibniz-Clarke Mektuplaşması, burada zikredilen meselelere dair günümüzde yürütülen çalışmaların anlaşılması |
bağlamında da önemini hâlâ korumaktadır.