Bu eser, modern dönem tefsir çalışmalarında örneklerine sıkça rastladığımız bir “sûre tefsiri” çalışmasıdır. Tefsirini yaptığımız sûre, Mekke döneminin son üçte birlik zaman diliminde, ikinci Habeşistan hicretinin hemen sonrasında ve Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber (a.s.) ile beraberindeki bir avuç Müslüman’a uyguladıkları ambargo şartlarında nazil olan “Mü’min sûresi”dir. Hem nüzul hem de Mushaf tertibi bakımından Hâ-Mîm âilesinin ilki olan Mü’min sûresi, diğer bütün Mekkî sûrelerde olduğu gibi inanç konusu çerçevesinde, hak ile bâtılın, gerçek olanla sahte olanın, hidayet ile dalâletin mücadelesini anlatmaktadır. Dolayısıyla sûrenin temel konusunu “Allah’ın âyetlerine karşı mücadele edenler” ile onlara verilen cevaplar ve âkıbetlerine dair verilen bilgiler oluşturmaktadır.
Günümüzde âdeta küresel bir ambargoya tabi tutulan Müslümanların, Mü’min sûresinde anlatılan hak-bâtıl mücadelesinden çıkaracakları dersler bulunmaktadır. Çünkü Kerim Kitabımız Kur’ân’ın bu sûresinde, küreselleşen bâtıla karşı mücadele edecek hak ve hakikat erlerine, hem muhteva hem de üslûp bakımından önemli mesajlar sunulmaktadır. Şurası kesinlikle bilinmelidir ki, herhangi bir toplumda bâtılın lehinde, hakkın ise aleyhinde çalışma ve dayanışmaların yapılması, bunun neticesinde de bâtılın hak, hakkın da bâtıl gibi telakki edilmesi nihai sonucu değiştirmeyecektir. Çünkü hiçbir gerçekliği ve sübûtiyeti olmayan bâtıl mutlaka yok olacaktır. Ama bir şartla: Hak geldiği zaman…