Bu roman aynı lisede öğretmenlik yapan Rüzgâr Özge ve Serdar üçgenindeki aşk sarmalının öyküsü gibidir görünüşte ama aslında üniversite yıllarında kendini özgür bir kartala benzeten ve tüm insanları özgür kılmak için mücadele başlatan idealist bir gencin dramıdır. Hayallerinin peşinde koşan özgür kartal Muharrem'e "Ruhum zaten ölmüştü sıra bedenime gelmişti." dedirten olaylar zinciri neydi? "Herkesin gökyüzünde süzülmesine engel olan kanatlarına bağlı ağırlıkları vardı. İşin kötü yanı bu ağırlıklar her geçen gün biraz daha artıyordu. Durum böyleyken biz insanlara özgürlüğü şöyle anlatıyorduk: 'Demir parmaklıkların ardında olmamak özgür olduğumuz anlamına gelmez. Aksi durum için de aynı şey geçerlidir. Bizi parmaklıkların ardına koyduklarında veya nefesimizi kestiklerinde; ne tutsak oluruz ne de ölü. Düşüncelerimiz bir yerlerde yaşanıp konuşuluyorsa; parmaklıkların ardındayken veya cansız bedenimiz darağacında sallanıyorken bile dışarıdaki birçok insandan daha özgürüzdür aslında."
"Hayallerime Dokunma" derinliği olan heyecanlı bir roman...