Bugün kaçımız hayatlarımızdan memnunuz ya da hakikati bildiğimizden eminiz? Ya da kaçımız doğduğumuzda nereden geldiğimizi yahut ölümden sonra nereye gideceğimizi biliyoruz? Buna rağmen hepimizin kalplerinde ve ilahi kanunlarda insanlığın yine eskiden olduğu gibi olabileceğine ve vazgeçtiğimiz şeyleri geri alabileceğimize dair bir umut var.
İnsanların cesaretlerinin kırılmasının temelinde daima korku yatar. Korkusuzluğunuzu beslemek için ızdıraba dışarıdan zayıflıklarınıza ise içeriden bakın. Böylelikle yalnız olmaktan kurtulabilirsiniz. Bu yolla daima sizinle beraber olan o büyük dostun ayırdına varır ve "hem içinizde hem de dışınızda bulunan" Tanrı'yı fark edersiniz. Dinlemeyi bilirseniz Tanrı'nın her yerde bulunan sesini kendi içinizde hatta derelerin şırıltısında ve kuşların cıvıltılarında bile duyabilirsiniz. Çünkü doğanın kalbindeki gizem aynı zamanda insanın da kalbindeki gizemdir ve hem doğa hem de insan aynı olağanüstü güçlere sahiptir.
Müzik adı verilen ruhsal yaşama yani evrensel ahengin seslerine ve fısıltılarına yalnızca sessizlik aracılığıyla erişilebilir. Müzik kısa bir müddet için bizimle duyulmamış söylenmemiş ve bilinemeyen arasındaki perdeyi kaldırır; fakat duyulamayan bir müzik vardır ki onu ancak kalp hisseder ruh fark eder ve zihin ona erişebilir. Öyle kudretlidir ki dışa dönük bir sesi yoktur.