Yanlışları tekrarlamamak, haksızlıkları unutmamak, bilmek ve başarmak için zaman, 100 yıl öncesini hatırlama zamanıdır. Birinci Dünya Savaşı’nı hatırlamamız gerekiyor. Dünyada hiçbir olay günümüzü bu savaş kadar belirlemedi. Türkiye’nin dünü de, bugünü de bu savaşla ve sonuçlarıyla bağlantılıdır.
Dünyanın yeniden dağıldığı günümüzde Budapeşte-Basra ve Hazar-Trablusgarp arasındaki her kilit gelişme yüz yıl öncesine, Birinci Dünya Savaşı’na uzanır. Hâlen dağılmakta olan dünyada Türkiye’nin gündemi olan Sınır Güvenliği, Akdeniz-Ege kara sularımız, Boğazlar, Mavi Vatan, Kafkasya ve Kıbrıs önceliklerimizin kökü, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasına dayanır.
Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasının sorunları, bugün dalga dalga dünyaya yayılıp Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerini rahatsız ediyor. Bu sürecin tarihini bilmek zorundayız. Çünkü ülkeler için hafızanın kaybedilmesi tehlikelidir. Çünkü unutuş, aynı zamanda kaybediştir. Hedefteki Osmanlı bu konuda hem hafızamızı tazeliyor hem de Türkiye’nin günümüzdeki önemini bir kere daha vurguluyor.