Yakışıklılığının, zenginliğinin, magazin gündeminden düşmeyen şöhretinin bir kadının kalbini kazanmaya yetmediğini gören bir işadamı, Batu… Beril’in kalbini kazanmaya çalışırken usul usul değiştiğinin farkında bile değildir.
Cazibesine kapıldığı adamın kendini sırça köşküne kapadığını, acılarını geçmişe değil içine gömdüğünü gören bir kadın, Beril… Yalnız ona değil, kendi kişiliğine bile ihanet eden eski eşini, yılların getirdiği maddi birikimi bir kalemde silmişken Batu’nun ayaklarının altına serdiği imkânları reddeder. O modern çağın Külkedisi’dir, prenses olmanın değil, kendi ayakları üzerinde durabilmenin peşindedir.
Renkli dünyanın spot ışıkları “sıradan” görünen Beril’e çevrildiğinde, güçlü, kararlı, yetenekli, çekici bir kadın ışıldamaya başar. İşte o kadın, aşkı, sevmeyi, sevilmeyi ve cinselliğini keşfeder.
Asya Demeter, bambaşka dünyaların insanları Beril ile Batu’yu bir aşkta buluştururken okurunu da incelikli mizahıyla romana sevdalandırıyor.
Olayların ardı ardına geliştiği bir aşk hikâyesi okuduğumuzu düşünürken hazırlanan sürprizlerle Hera’nın sayfaları bir heyecan fırtınasıyla çevriliyor.
Romantik komedi klişelerini unutun… Çünkü bu roman…
EVET ÇOK KOMİK, EVET ÇOK ROMANTİK… AMA ÇOK SIRA DIŞI!