"Menderes Ovası'nı geçenlere doğuda Latmos'un patlamaya hazır görünen zikzak çizen kara çehreli doruğu gözdağı verir. Bu dağ bir gölle işlek yola olan bağları kesilmiş kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde verimli topraklardan yoksun bölgenin eskiden beri en ıssız yeri olmuştur. Birbiri üstüne karmakarışık yığılmış kayaların eşi benzeri olmayan yabanıllığı bir gezginin yaşayabileceği en büyük doğa yaşantılarından biridir."
Martin Schede'nin yukarıdaki sözlerle çok iyi anlattığı bu dağlık bölgede son yıllarda pek çok arkeolojik buluntu ortaya çıkarılmıştır. Anadolu'nun kutsal dağlarından biri olan Latmos'un doruğu Hava Tanrısı'nın tahtıydı. Burada son zamanların en önemli keşfi dünyada eşi benzeri olmayan prehistorik kaya resimleridir. Karadere Mağarası muhtemelen Hava Tanrısı'nın en önemli tapım merkeziydi. Günümüzde burayı ziyaret edenler dağın tepesi ile kaya resimleri arasındaki ilişkiyi kolayca anlayabilirler. Gizemli ve çoğunlukla korkutucu bir izlenim bırakan Latmos Dağı bağrından kendi tanrılarını söylencelerini ve azizlerini çıkarmış dağın kayalık doğasının damgasını vurduğu kendine özgü bir kültür ortaya çıkmıştır.