Göz göze geldi müşrikler...
Gülen gözlerle baktılar birbirlerine...
Bir insanın acısı bir başka insanı sevindirebilir miydi?
Bu hâldeydi insanlar!
İnsanlık ne hâldeydi?
"Tamamdır!" dercesine salladılar başlarını Mekke'nin ileri gelenleri sahipleri sayılı kişileri en zenginleri... Garip bir kölenin eline diline kalmışlardı. Söyleyeceği bir tek kelimeye köle olmuşlardı!
Kimdi köle? Sahip kimdi? Bir tek bu soruya cevap bulamamışlardı.
Yanına yaklaştı ve kaya parçasını üzerinden almalarını emretti. Bilâl yolundan döner kabul ederse eğer kendilerini ispat edecekler zulümlerini haklı bilecekler yenilgilerini tersine döndüreceklerdi.
Küfrün başı söz söylemek için bile olsa eğilip diz çökmüştü kölenin karşısında. İşte o an sessizliğe büründü dünya...Bu bile zaferiydi Bilâl'in anlayana!
Kâinat Bilâl'in dilinden dökülecek iki kelimeye kilitlenmiş iki kelimesiyle açılacaktı.
Mekke'nin hâkimi olmakla övünenler bir kölenin iki kelimesine esir olmuşlardı!"