Osmanlı şehzadelerinin öldürülmeleri, kendi devirlerinde hem saray çevresinde hem de halk arasında ciddi etkiler bırakmıştır. Şehzadelerin bir kısmı kaza yahut hastalık neticesinde ölürken, önemli bir kısmı ise taht mücadeleleri sırasında öldürülmüştür. Kaynaklarda hastalık veya kaza sebebiyle ölen Süleyman Paşa veya Kanûnî Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mehmed gibi birkaç şehzadenin psikolojik etkilerinden bahsedilmiş olmakla beraber eceliyle ölenler hakkında pek fazla malumat olmadığı bilinir. Yaşanan acılar şehzadenin katlini isteyen padişah başta olmak üzere bu olaylara şahitlik edenleri de derin bir üzüntüye boğmuştur. Şehzadelerin öldürülmesi her ne kadar siyasetin doğası olarak açıklanmış olsa da toplum bu durumdan hoşnut değildir. Bu yüzden kronikler ve edebî eserler halkın öfke ve üzüntülerini yansıtır. Halkın tepkisi genellikle mersiyeler ve tarihi metinlerde kendini gösterir. Şehzadelerin ölümleri veya öldürülmeleri, halkın Osmanlı hanedanına bakış açısını gösterdiği gibi aynı zamanda ölüm algısınıda yansıtmaktadır. Tuğba Korkmaz, İki Güneş Bir Göğe Sığmaz: Osmanlı Şehzadelerinin Katli ve Duygusal Yansımaları adlı çalışmasında Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 17. yüzyıla kadar şehzadelerin ölüm ve öldürülme hadiselerini ele alıyor