İstanbul’daki eski bir konağın bahçesinde fotoğrafı çekilen küçücük bir kız çocuğunun zihninden neler geçer? O kısacık ân’da neler duyar, neler görür, neler düşünür? Zamanın her parçasında hareket hâlinde olan İstanbul’un bu devinimlerine hayran bir sanatçı olan Taylan Koryürek, eski bir konağın bahçesindeki küçücük kız çocuğunun zihninden İstanbul’un zamanlarına, mekanlarına, seslerine uzanıyor. Şiir formunda kurguladığı bir İstanbul hikâyesini okuyucularına sunuyor.
“eski konak
elde dövülen her çivisi
ahşabından ayrılmış
sallanan
eski konağın bahçesinde
heybetini bulamamış
düş yürüten çocuk heykeliyim
kaynaştı birbirine
parmaklarımın mermeri
çözemiyorum
ıssız ikindi sessizliğinde
yuvasına mıhlanan
tedirgin bakışlarım
bahçe kapısının ardından
ölü gözlü ampulle aydınlanan
küf kokulu büyük avludan
sokağa uzanıyor…”