Hayrettin Ziya Taluy ismi pek çoklarımız için hiçbir şey ifade etmiyor bugün. İşin hazin tarafı, Hayrettin Ziya yaşadığı dönem içinde de sesini duyuramamış, eserlerini geniş kitlelere tanıtmayı, okutmayı başaramamıştır.
Merkezden uzak olduğu, edebi kamu içerisinde yer almadığı için hatır-gönül ilişkilerini kullanarak eserleri hakkında tanıtma yahut eleştiri yazıları çıkartamamış, muhtemelen dönemin önemli köşe yazarlarına, münekkitlerine, dergi sahiplerine birer nüshalarını bile yollamamıştır roman ve öykü derlemelerinin. Yani oyunu kurallarına göre oynamamış, belki de bu tarz davranışlara gönül düşürmemiştir.
Hayrettin Ziya’nın İnsan Artıkları ve Aşınmış Vicdanlar romanları, ahlaki tezleri, sosyolojik saptamaları ve tartıştırdıkları olgular açısından ele alındığında son derece değerli eserlerdir. İki romanda da gerek külhanbeyi ağzı, argo kullanımı, gerek dramatik kurgu oldukça başarılıdır. Hayrettin Ziya her ne kadar Trabzon’da yaşasa da iki romanını da İstanbul’da geçirmiş, gece hayatı, parkları ve sokaklarıyla geçmiş zamanların İstanbul’unu ölümsüzleştirmiştir.