Düşünce ancak bir bilgi üzerine yürütülebileceğine göre bilginin diğer bütün konulardan önce ele alınması bir zaruretten doğmuştur denilebilir. Gerçek İslam düşüncesi olarak kabul ettiğimiz imanın akileştirilmesi vazifesini üstlenmiş ve bunu da kendi sınırları içinde hakkıyla yapmış olduğunu iddia ettiğimiz kelâm ilminin büyük alimleri bir bilgi nazariyesi ile eserlerine başlamayı adet edinmişlerdir. İnanç bilgi üzerine bina edilebileceğine göre bunu bir kaçınılmaz vakıa olarak kabul etmek durumundayız.