Genç Osmanlı sultanı II. Mehmed iktidarını nihayet sağlamlaştırdığı 1452 yılının sonunda sefer hazırlıklarına başladı; hedefi Türk efsanelerinin "Kızıl Elma" dediği Konstantinopolis şehriydi. Bin yıldan uzun süredir varlığını sürdürmüş Doğu Roma'nın başkenti ve son kalıntısı; onun tasavvur ettiği yeni Osmanlı İmparatorluğu'nun payitahtı olacaktı. Genç sultanın 80.000 kişilik ordusu ve yepyeni bir teknoloji olan barutlu toplardan kurulu muazzam kuşatma katarı; son imparator XI. Konstantinos'un idaresindeki 10.000 askerin savunduğu şehri dört ay süren destansı kuşatma boyunca aman vermeden topa tuttu. Nihayet Bizans'ın efsanevi surları yeni silahlara daha fazla dayanamayıp yıkıldıklarında son imparator kaçması için yapılan tüm ricaları geri çevirerek elinde kılıcıyla can verdi. Birçok tarihçinin Ortaçağ'ın sonu ve Yeniçağ'ın başı için sembolik bir dönüm noktası olarak kabul ettiği İstanbul'un fethi en önemlisi varlığını 1922'ye dek sürdürecek olan Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseldiği andı.
Türk okuyucusunun Ortaçağ askeri tarihi hakkındaki eserlerine aşina olduğu İngiliz tarihçi David Nicolle dünya tarihinin bu önemli dönemecini mercek altına alıyor.