İslamî Feminizm; dindar olsun seküler olsun birçok kişi için ilk
karşılaşmada ezber öğretilerin etkisinde tezatlık içeren bir kavram
olarak değerlendirilir. Bu nedenle "Kabul ile Red Arasında İslamî
Feminizm" başlığı tesadüfi değildir. Zira konumu itibariyle ne Batılı
seküler feminist akımlar nezdinde yeterince "feminist"; ne de
gelenekçi Müslümanlar nezdinde yeterince "İslamî"dir.
Eleştirel bir akım olan İslamî Feminizmin varlığı ortaya çıkışı
yenilik alanları ve içtihat taleplerinin nedeni Müslüman toplumların
Müslüman kadını kuşatan kadın karşıtı eril zihniyetidir. Yani İslamî
Feminizm bugün Müslüman toplumlarda kadının pratik sahada sosyal ve insanî açıdan maruz kaldığı baskılara karşı eleştirel bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Prof. Dr. Kadri Yıldırım'ın uzun zamandır üstünde çalıştığı bu eser;
çeşitli ülkelerden görüşleri ile ılımlı ya da radikal olarak
sıfatlanabilecek 40'a yakın öncü sayılan İslamî feministin büyük
ölçüde kendi çalışma ve araştırmalarının derlemesidir. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak Arapça veya Arapçaya çevrilmiş; az bir kısmı da Farsça ve İngilizcedir.
Kadının itibarını sarsan tefsir fıkhi uygulamalar ve hurafe hadislere odaklanan ve bu alanlarda bolca örnek içeren eser; özellikle gelenekçi Müslümanlar ile sekülerler arasındaki tartışmaların merkezini
oluşturan "çokeşlilik" "cariyelik" "erkeğin kadın üzerindeki
egemenliği" "şahitlik" "boşanma hakkı" "miras" gibi sosyal hayatın
ve hukukun konusu olan kavramları Kur'an ve Sahih Sünnet ışığında
irdelemekte bunun sonucu olarak da yanlış yorum ve uygulamaları eleştirmekten alaşağı etmekten çekinmemektedir.
Tarih sahnesine 20. yüzyılın sonlarında çıkan İslamî Feminizm henüz Türkiye'de yeni sayılsa da fikrî ve toplumsal bir takım yansımalarına rastlıyoruz. Bu örneklerin bir kısmını da içeren çalışma kendi alanında bir ilki oluşturuyor.