Roman icatçı bir hayat taklididir.
Olurların olabilirlerin olamazların olması özlenenlerin hatta olmuş olanların mutlaka (dinamik) vâkıalar zinciri içinde demeti dizisi sergisi roman...
Böyle olunca roman aslî mahiyeti bakımından bir oldurma oluşturma biçimleme yakıştırma tasarlama işi halinde meydana çıkıyor ve insandaki eşya ve hadiseleri murakebe ve öteleri kovalayıcı hayal gücüne dayanıyor.
Hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu ancak asıl ruh hayatını ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirirken bu eseriyle geçmiş özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar.
Kafa Kâğıdı olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir.
Yarım kalmışlığı ile ayrı bir "hususiyet" kazanan eser Ocak 1984'de Milliyet gazetesinde tefrika edilmiş ve daha sonra kitaplaşmıştır.