ARKA KAPAKTAN:
“Delirmekten korkuyorum. Belki de annemin istediği bu ama anneler çocuklarının kötülüğünü istemez değil mi? Belki de benimki istiyordur. Ben de mi öyleydim? Keşke zihnimin içinden geçen çürümüş düşünceler sürüsünü kurşuna dizse birileri. Şimdi üçe kadar sayacağım ve yine çığlık atacağım! Yine bağlayacaklar beni yatağa. Bile bile bağıracağım çünkü içimdeki sesler başka türlü susmayacak. Üç, iki, biiirrr ve …”
Zıt duyguların, ikilemlerin, kararsızlıkların ortasında kalan küçük kahramanımızın yaşam öyküsü; Elif Nihal Altan’ın pürüzsüz, gerçekçi ve sakin dilinde filizleniyor.
Kalıtsal aile travmalarından izler gördüğümüz Kavin’de, içinde büyüdüğümüz ailenin ve özellikle anne sevgisinin önemine tanıklık ediyor, bu sevgiden mahrum büyüyen çocukların geleceklerini nasıl inşa ettiklerini, yaşamın dik merdivenlerini çıkarken nasıl zorlandıklarını şaşkınlık ve hayranlıkla izliyoruz.
İnsanın ruhsal yolculuğuna yârenlik eden romanda ilmik ilmik işlenen her bir duygu, kalbimizin derinliklerinde yankılanacak. Yeter ki o sese kulak verelim!