David Hunter'ın sevdiği kadınla ve peşini bırakmayan geçmişiyle birlikte Londra'da olması gerekiyordu. Onun yerine ıssız bir ada olan Hebrides'e insanı şaşkına çeviren kalıntıları incelemek üzere yola çıkmıştı. Bir adli tıp uzmanı olarak bugüne kadar birçok farklı vahşi yöntemle parçalanmış beden görmüş ancak bu sefer karşısındaki onu bile yerine mıhlamıştı: Hiçbir şekilde hasar görmemiş bir kulübenin içinde duran kimliği belirlenemeyecek derecede yanmış bir ceset. Yerel polis bunu bir kazaya atfetmek istese de Hunter bunun bir cinayet olduğunu biliyordu.