MÜRŞİD ELİNDE MÜRÎD
GASSAL ELİNDE MEYYİT GİBİ OLMALIDIR
KEŞKÜL’ÜN 32. SAYI KONUSU: MÜRÎD MÜRŞİD İLİŞKİSİ
Tasavvuf insan yetiştirir, gaye insana kendini bildirerek ahlâk-ı Muhammediyye’yi giydirmek ve bu istikamet üzere Allah’a vâsıl etmektir. İşte bu süreç, hakîkî bir mürşidin nazarı ve tasarrufu altında geçer. Seyr ü sülûk da denilen bu çetin yolculuk, kişinin kâmil bir mürşide bağlanmasıyla başlar ki, bu da mânevî bir emir neticesindedir. Hakîkatte ezelde kurulan bu ilişki, o andan itibaren mürîdliğe adım atan kişiyle, ona yol
gösterecek mürşidi arasında bir hukukun oluşmasına yol açar fakat bu hukuk, herhangi bir ast üst ilişkisinde ortaya çıkan hukuktan çok farklıdır. Çünkü mürîd için ‘gassal elinde meyyit gibi olmak’ sözkonusudur.
Keşkül dergisi, 32. sayısında mürîd mürşid arasında cereyan eden bu ilişkiyi sayfalarına taşıyor. İlk dönemlerden başlayarak tasavvuf ehlinin konu hakkındaki düşünceleri, tarîkat edebleri, mürşid mürîd ilişkisinde kilit noktaları oluşturan intisâb, irşad, muhabbet, samimiyet, sohbet, hizmet, rüya, râbıta, halvet gibi belirleyici kavramlar üzerinden bu ilâhî bağ anlatılıyor. Bununla birlikte sahte şeyhlere, tasavvufu çıkarları doğrultusunda kullananlara değinilirken hakîkî mürşidlerin özellikleri de okuyucunun dikkatine sunuluyor.
Prof. Dr. Süleyman Uludağ, genelde İslâm, özelde tasavvuf literatürü çerçevesinde mürşid ve irşad kavramını anlattığı İrşad ve Mürşid başlıklı yazısıyla konuya güzel bir girizgâh yaparken Prof. Dr. Mustafa Kara Tasavvuf Mektebinde Mürîd ve Mürşid adlı yazısıyla tasavvuf ehlinin bu konulardaki nutukları ve risâlelerinden örnekler veriyor.
Yrd. Doç. Dr. İdris Türk, tarîkatlar öncesi dönemde mürşid mürîd ilişkisini ele alırken Doç. Dr. Süleyman Gökbulut, Ebu’n-Necib Ziyâüddîn Sühreverdî’nin Âdâbü’l-Mürîdîn adlı eserini ve mürîdlerin âdâbına dâir düşüncelerini serdediyor.
Prof. Dr. Himmet Konur, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî Hazretleri’nin Mesnevî’sindeki mürîd mürşid ilişkisine değinirken, Yrd. Doç. Dr. Hâlim Gül, Nakşî-Halidî Şeyhi Ahmed Ziyaüddîn Gümüşhanevî Hazretleri’nin mürîd mürşid anlayışını anlatıyor.
Doç. Dr. Selami Şimşek, bir Kâdirî şeyhi Osman Şems Efendi’nin Âdâbü’l-Mürîd Fî Sohbeti’l-Murad adlı mesnevîsini tahlil ederken Yrd. Doç. Dr. Erdem Can Öztürk, Seyyid Nizamoğlu’nun mürşîd ve mürîd tanımları ve tavsiyelerini tedkik ediyor.
Prof. Dr. İrfan Gündüz’ün mürîd mürşid ilişkisinde râbıtanın önemi, nasıl yapıldığı, râbıtaya riayet etmenin neticelerini kaleme aldığı yazısı ile birlikte, her dâim merak uyandıran bu ilâhî ilişkiyi yüzyıllardır insanlığa en güzel şekilde taşıyan menkıbeler de konunun daha iyi anlaşılması için birer anahtar niteliğinde.
Keşkül dergisi, ilk defa gün yüzüne çıkan yazma eserler, tarihî belgeler ve fotoğraflarla bezenmiş bu 32. sayısı ile yeni nesillere yine önemli bir mirası aktarabilmenin huzurunu yaşıyor.