İslâmın temel kaynakları bilindiği gibi Kuran Sünnet kıyas-ı fukaha ve icmâ-i ümmettir. Bunlara edille-i şerîyye de denilir. Hazret-i Peygamberin -salât ve selâm ona olsun!- Sünneti Kuranın bir yorumudur. Kuranı daha iyi anlamanın yolu hiç kuşkusuz Hazret-i Peygamberin -salât ve selâm ona olsun!- kutlu sözlerini öğrenmekten geçer. Bu nedenle müslümanlar ilk dönemlerden itibaren öncelikle hadis ilmine önem vermişler. Bu ilgiye istinaden de büyük hadis külliyyatı meydana getirmişlerdir. Neticede hadis edebiyatı doğmuştur. Müslüman milletler yüzyıllardır Allahın kulu ve elçisi kâinatın Efendisi Hazret-i Peygamberin salat ve selâm ona olsun!- gösterdiği aydınlık yolda ilerlemekte onun sözlerinden feyiz almaktadırlar. Âlimler ve edipler onun sözlerini şerh ederek insanlığa ışık tutmaktadırlar. İşte bu âlim ve ediplerden biri de elinizde tuttuğunuz Müminlerin Kurtuluşuna Dair Kırk Hadis (Necâtül-Müminin Min Ehâdîsil-Erbaîn) adlı eserin yazarı Kaşıkçı Ali Rızadır. Bu eser; Peygamber Efendimize duyulan aşkın bir terennümüdür. Nitekim yazar Medine-i Münevvereye hicret etmekteki esas gayesinin de Peygamber Efendimize duymuş olduğu aşkın bir tezahürü olduğunu ifade etmektedir. Her ameller başıdur aşk-ı Hudâ aşk-ı Resûl Ey Rıza sen de ararsan vuslata togruca yol Aynı gaye ile kaleme aldığı müminlerin kurtuluşuna vesile olacak Kenzül-Fuâd (Gönül Hazinesi) Kırk Hadisi bizlere kutlu bir armağan olarak sunmaktadır. Böylece manzum ve mensur Kırk Hadis yazma geleneğini de sürdürmüştür.