"Osmanlı'nın tuğrasını kutsal bir mühürmüş gibi deri cüzdanında böğrünün üstünde taşıyan şal-şepikli ve pos bıyıklı Koçeran beyleri başında siyah ve kırmızı sarıklarıyla Ağuçan Pirleri Kürecik'in yaslı hanesine akın ettiler. Matem içinde kemanın iniltisi eşliğinde adeta kırklar meclisi kandilinin aydınlığındaymış gibi gâh semah döndüler gâh inleyip yas-ı mateme büründüler gâh hüzünlenip isyana durdular. Ol ahali hemhal olup gönül tellerini titreten Kızılbaş beyitlerini söylediler.
Dersim'de bir çift ak güvercin kanatlanıp geldi cümle ahalinin yasına. Acının biri Dersim'de diğeri ise Nurhak dağlarının eteklerinde yürek yaktı! Kürecik elinde üç gün üç gece gözyaşı sel olup aktı. Gelen Koçi Beyleri Sinemili dedeleri ve de Ağuçan Pirleri; bir kez daha Hak'ın huzurunda secde olup ol sabah kızıl yeleli al Mayıs kısraklarına binip gittiler."