...Oynarken körebeyi; Gözü açıklar ebeleyecek bu sefer körleri
Kapağını kapattığında kitabın,
Çoktan unutmuş olacaksın bir baston kadar işe yaramadığını kaburgalarının.
İçi boş devrik kemikler kalacak sana;
Ve sen yalvaracaksın olabilmek için bir âmâ...
Peki neydi Körebe? Gözleri bağlı ebenin dokunup kaçanları görmeden yakalamaya çalıştığı bir oyun muydu? Yoksa omuz vurup giden herkesin gözlerinin kör olduğu, istese de yakalayamayacağı, kimsenin de onunla ebelemece oynamadığı kocaman bir boşluk mu? Yok yok, biz ona hayat diyorduk değil mi? İnsanoğlunun neredeyse gözleri bağlı olarak dünyaya geldiği zamanlardayız ve hiç çözülmüyor bu bağ, açılmıyor gözleri. Kimsenin karşısındakini görmeye, dinlemeye, anlamaya ve hissetmeye vakti yok. Sürekli koşuyoruz ama hiçbir şeye yetişemiyoruz. En sevdiklerimizi sonsuzluğa uğurlamaya bile…