“Marcellinus'un kroniği ve onun dördüncü yüzyılın sonundan altıncı yüzyılın başına kadar olan dönemi tasviri, Bizans alışkanlıklarına, değerlerine ve tutumlarına geçişin altında yatan daha geniş meselelere aydınlatıcı bir bakış açısı sunmaktadır.”
Brian Croke
VI. yüzyılın ilk yarısı, siyasi ve dinî anlamda parçalanmış bir Roma İmparatorluğu’nun yeniden fethedilmesi (reconquesta) ve altın çağını yeniden yaşaması motivasyonu ile İmparator Iustinianus’un önemli bir figür olarak sivrilmesine tanık olmuştur. Onun başlattığı bu askerî hareketle ordular, imparatorluğun doğusu ve batısında üç ayrı cepheye gönderilirken, kuzeyden gelen “barbar” akınları diplomatik hamlelerle geçiştirilmeye çalışılmış ve diğer taraftan, başkent sokakları siyasi-dinî çatışmalarla gerçek anlamda yanmaktan kurtulamamışıtır.
Doğu Roma’nın Bizans’a dönüşümünün başlangıcını teşkil eden bu gelişmelerin çağdaşı ve bir saray mensubu (comes) olarak Marcellinus, IV. yüzyıl’da Eusebios-Hieronymus’un başlattığı kronik-yazım geleneği üzerindeki edebî yeteneklerini, saray politikalarının propagandası için bir araç olarak kullanmıştır.
Marcellinus, Illyricum’dan gelen asker kökenli imparatorlarla paylaştığı ortak geçmişi, dinî kimliği ve onlara yakın erişimiyle, Iustinus ve Iustinianus dönemine dair gelişmeleri okumak, sorgulamak ve tartışmak isteyenler için Iordanes, Prokopios ve Malalas’ın yanında mutlaka dikkate alınması gereken bir kaynak olarak durmaktadır.