Tahkiyeli eserlerin geneli içinden çıktığı toplumun kültürünü yansıtır. Roman da bunlardan birisidir. Bu açıdan bakıldığında roman toplumun aynası hükmündedir, toplumu yansıtır. Sözlü kültür ortamında meydana gelen halk anlatıları nasıl kültürü yansıtıyorsa ikincil sözlü kültür ortamı olarak tabir edilen yazılı kültür ortamında üretilen eserler de o ölçüde içinden çıktığı toplumun kültürel değerlerini, yaşam biçimini yansıtmaktadır. Bu açıdan bakıldığında roman türü tıpkı halk anlatıları gibi halkbilimcilerin kültürün izlerini sürebileceği bir alandır çünkü roman, toplum hayatının kurgusallaştırılmış biçimidir.