Niçin bazı ülkeler zengin bazıları ise yoksuldur? Aslında 16. yüzyıla girerken ülkeler arasındaki gelir farkları küçüktü, hatta bugün “Batı” ve “Doğu” diye nitelenen kültürel coğrafyaların önde oldukları farklı alanlar mevcuttu. Ama keşifler çağıyla birlikte, özellikle de Amerika’nın keşfini izleyen dönemde fark giderek açıldı, “büyük ıraksama” (great divergence) coğrafya, küreselleşme, teknolojik değişim ve ekonomik politikalar tarafından belirlenen bir süreçte devreye girdi, “milletlerin zenginliği” farklı yollar izlemeye başladı.
İngiltere, küreselleşmenin meydan okumasına Endüstri Devrimi’yle yanıt vererek yeni bir çığır açtı. İç gümrükleri kaldırıp ulusal pazarlarını oluşturan, taşımacılığa yatırım yapan, yeni yeni palazlanan endüstrilerini İngiliz rekabetinden korumak için dış gümrük tarifelerini yükselten, bankalarını güçlendirip endüstrinin gerektirdiği vasıflı işgücü için kitlesel eğitime önem veren Batı Avrupa ve Kuzey Amerika da çok geçmeden İngiltere’yi yakalayıp zenginler kulübünde yerlerini aldılar.
Endüstri Devrimi’nden önce dünya imalatının büyük bölümü Asya’da yapılırken, 19. yüzyılda gelişmiş ülkelerin modern teknolojiye dayanan rekabeti dünyanın Batı dışında kalan yerlerinde yerel endüstrileri büyük ölçüde çökertti ve belli tarım ürünlerinde uzmanlaşmış “azgelişmiş ülkeler” ortaya çıktı.
Robert C. Allen, Oxford University Press’in Very Short Introductions dizisinden çıkan Küresel Ekonomi Tarihi adlı bu kısa ama önemli kitabında, 1500’den bu yana yaşanan süreci ve nedenlerini küresel boyutta inceliyor. Kültür, küreselleşme, kurumlar, teknoloji, doğal çevre, gelir dağılımı ve yaşam standartları gibi ekonomik büyümeyi etkileyen çeşitli faktörleri Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Çin, Hindistan, Güney Amerika ve Afrika’da karşılaştırmalı bir yaklaşımla ele alıyor. Ekonomi tarihine giriş için değerli bir başvuru kaynağı.