Türk ordusu yenilmişti.
Kütahya önlerinde ağır darbe alan asker karanlık ve yolsuz bir arazide geri çekiliyordu.
Kimi çarıklı kimi çıplak ayak...
İple asılan tüfekleri yamalı elbiseleri ve süngülük noksanından dolayı bele sokulan kasaturaları ile kaçan Anadolu çocukları...
Yolda Türk askerini gören halk bizi bırakmayın diye ağlıyordu.
Halkın arasından imkanı olanlar rastgele bir öküz arabası ile meçhul bir semte doğru yol alıyor imkanı olmayanlar kapısını kapatıp evlerinde ölüm sessizliğine gömülüyordu.
Türk askerinden sadece birkaç saat sonra Yunan askeri şehre girecekti.
Önce Kütahya'ya sonra Eskişehir'e...
70 bin Türk askeri üstün Yunan toplarına karşı direnemedi.
Sadece firar eden 30 bin asker...
Şehit ve yaralılarla beraber 40 bin askerimiz yok olmuştu.
Yunanistan Sevr Anlaşması'ndan fazlasını alacağına emindi artık.
Mustafa Kemal Paşa'nın esir edildiğini İsmet Paşa'nın yaralandığını hatta Fevzi Paşa'nın hayatını kaybettiği yönünde haberler yayılıyordu.
Atina'nın kâhinleri kazandık diye bağırırken arzularını gerçek sanıyorlardı.
Halbuki bu Türklerin son yenilgisi idi.
Ve savaş yeni başlamıştı...