Londra'nın göbeğinde peş peşe işlenen cinayetlerin ardındaki izleri takip eden Cinayet Masası dedektifleri önce Yunanistan'a sonra da Türkiye'ye uzanan macera dolu bir kovalamacanın içinde tarihin ve mitolojinin büyülü dünyasının kapılarını aralarlar.
Onlar katile yaklaştıkça tarihin üstü örtülen gerçekleriyle yüzleşecekler ve bir Antik Çağ uygarlığının izlerini süreceklerdir. Britanya Müzesi'nden çıkıp Osmanlı İmparatorluğu'na kadar giden sırlar ortaya çıktıkça kadim Likya uygarlığının topraklarına yapılan ve Patara'ya kadar ulaşan yolculuk derin bir anlam kazanacaktır.
Geçmişteki sırları ve olayların gizemini çözerken önlerine çıkan tehlikelerle dolu yol onları bir taraftan katile yaklaştırırken diğer taraftan tüm Avrupa'da yaşanacak olan birçok tartışmanın da başlangıç noktası olacaktır.
İngiltere'de başlayıp Tanrıların Dağı'nda devam eden bu nefes kesen takip Anadolu'nun tarihsel zenginliği ile yoğrularak ağızlarda enfes bir tat bırakırken eski defterlerin açılıp zihinlerde tekrar tekrar sorgulanmasına neden olacaktır.