Mecnun ki âşıklık makamlarını bir bir yaşıyordu. Pişiyordu yavaş yavaş... Her geçen gün biraz daha değişiyordu. Kurtuluyordu emanet bedenden. Ruhu eski zaman bilgeleri gibi uzaklaşıyordu arzulu cismaniyetten...
Ve Mecnun şimdilik Leylâ faslıyla sınanıyordu.
Neylesin ki, Leylâ hâlâ onun dünyada vazgeçemediği tek varlıktı. Leylâ birkaç yudum suydu içtiği. Leylâ birkaç lokma azıktı yediği. Fikrinde gene o, zikrinde gene o... Hayalinde Leylâ...
Düşünde Leylâ...