Ma’rûf-ı Kerhî, zühd döneminin sonu, tasavvuf döneminin teşekkül yıllarında yaşamış, tasavvufun marifet ve muhabbetullah kavramlarıyla inşasında önemli vazifeler ifa etmiştir. Tasavvufî görüşleri ile tasavvuf tarihinde pek çok sûfîyi etkilemiş, âlimlerin övgüsüne mazhar olmuştur. Ahmed b. Hanbel, “İlimden maksat Ma’rûf’un ulaştığı mertebe değil midir?” diyerek onun ilimden elde edilecek maksada zaten eriştiğini belirtmiş, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî onun büyüklüğünü İmam Ali er-Rızâ gibi bir zata hizmet etmesiyle ilişkilendirerek “Ma’rûf, Hz. Peygamber’in haremine bekçi oldu da aşk halifesi kesildi, nefesleri Tanrı nefesi oldu” demiştir. Ma’rûf-ı Kerhî’nin asıl önemi, Kadiriyye, Halvetiyye, Nakşibendiyye gibi pek çok tarikatın silsilelerinin kendisinden geçmesinden kaynaklanmaktadır.
Bu kitap, Ma’rûf-ı Kerhî hakkında yapılmış ilk kapsamlı akademik çalışma olması sebebiyle Ma’rûf-ı Kerhî’nin hayatı ve tasavvufî görüşlerinin tespiti açısından büyük önem arzetmektedir. Ayrıca kitap, İbnü’l-Cevzî’nin salâhı isteyenler için vesile olması temennisiyle yazdığı “Menâkıbu Ma’rûf el-Kerhî” isimli eserinin Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki yazma nüshasının çevirisini de sunmaktadır.