Özün aslı olan sevgiye soyutluklarla ulaşamazsınız. Bir tür ilahlaşma
arzusuna yakındır bir ilahi sevgi arzusu. Böylesi gerçekdışı bir durumun
peşinde olan insanlar, bir insanı sevmeyi kendilerine yakıştıramadıkları için
sevginin kırıntısı bahşedilmemiştir onlara. Bize ait olan her şey, bildiğimiz
her şey, bütün soyut şeyler bile fiziktir. Bir fizik sonrası hiç olmamıştır.
Çünkü var olan her şey –varolduğu için elbette–, fiziktir. Matematik
doğrudur bu. Ve sevgi de her şey gibi bir biçime ihtiyaç duyar. İlahi bir şeye
varmaksa bir tek böyle mümkün. Bir insanla! Sonra o, bir tür kendinden
güceniklik, ihtişamlı bir utanmayla, delirmiş bir şeyi içinde sessizce tutmaya
çalıştığı sırada güçlenir. Onun bir yasası olduğunu sanmıyorum. O, Allah’-
tan gelmedir. Bir hediye! Bir insan ruhu üzerinde birbirinin aynı olmayan
bütün seslerden yalnız bir çeşidinde kendini göstermesinin hangi yasa üzerinde
gerçekleştiğini anlamam. Çünkü düzenli değil. O dünyanın yorucu
düzenliliğine yakışmaz. Ama onun her şeyiyle fizik- ten başladığı, örneğin
bu başlangıcın bir sarılma olabileceğini, böylece en yüceliklere ulaşabilmek
için insanın en mukaddes formlarında başladığını ve bütün hallerinin gerçek
anlamını bir tek öznelerinin —ah, şimdi iyice yücelerde olan öznelerinin
anlayabileceğini unutmamalı.