...Âşık ulu nazara erince bizim geçmişte olup bitmiş sandığımız her şeyi oluş hâlindeyken görür. Bu görüş Hakk'ta seyir makamına tekabül eden bir görüştür. Ulu nazarın önce ve sonrayla bir işi olmadığı için öncesiz ve sonrasız bir bakıştır. Âşık bu nazarla bakınca bidayeti de görür kıyameti de görür. Âdem'in topraktan Ya Hay diye canlanmasını da görür... Bu nazar altında varlık kisvesi giyen her olay ve olgu âşığın ulu bir an içinde seyranı olur.
Ulu nazar âşığın sancılı bir sürecin bedeli olarak aldığı bir ödüldür. Bu nazar âşığın can kuşuna aşk pençesi vurduğu zaman onun ten yuvasını dağıtır. Bu safhada âşık nizam sandığı âlem kaosundan kaos sandığı gayb nizamına geçerken tahammül edilmez şeyler yaşar. Âşığın bu safhada fırtınalı denizi esenlikle geçmesi için Hak nazarı bir lütuf kılavuzu olarak hep yanındadır. Bu safhada ulu nazar olan dost nazarı âşıkların canıyla temasa geçerek ümitsizlik ve yılgınlık gecelerini güneşten yeğ bir güneşin ışığıyla aydınlatır. Dünya zindanında çürüyen teni ve ten hapsinde uyuyan canı diriltir.