Yazar Masal Estetiği'nde insanlık tarihi kadar eski bir konuyla karşımızda: Masal. Her şeyin masalı anlatılır da masalın masalı anlatılmaz mı?
Anlatılır elbet.
Masa, tümüyle kendine ait bir dünya. Zıtların ahenk içinde bir arada olduğu, rüyalar ve mitoslarla karışık. Zaman zamansızlık, mekân mekân ötesi. Olağanüstü varlıklar, sihirli eşyalar, ya in ya da cin olan tebaa...
Masalın çocuk dünyasında eğitici bir rolü olduğu tartışılmaz bir gerçek. Masal çocukların hayal dünyasını geliştirirken onlara soyut düşünme yeteneği de kazandırır. Hele “masalcı”, dilin inceliklerine vakıf biriyse...
Mevlâna, “Masallarda nice hikmetler, nice öğütler vardır” derken masalın eğlence, vakit geçirme, çocukları oyalama gibi özelliklerinden çok daha farklı bir yönüne değiniyor. Zira Şark kültüründe masalın esas yapısını kıssadan hisse çıkarma esprisi oluşturuyor. Cemil Meriç’in de dediği gibi “Avrupa’da masal için önemli olan hikâyenin kendisidir. Oysa Doğu kültüründe masaldan çıkarılacak ders esastır.” Bunun için klasik eserlerimizin birçoğunda dini ve tasavvufi telkin hayvan hikâyeleriyle yapılır. Bu anlamda Mesnevi, Bostan, Gülistan, Marzubanname, Baharistan, Tutiname şark masal geleneğinin birer devamıdır.
Masal Estetiği, bu geleneği beslendiği tüm detaylarıyla ortaya koyan önemli bir eser…