Halil Cibran gençlik döneminin ürünü ve sonraki yapıtlarının habercisi olan Meczup'ta toplum önünde büründüğü maskelerden kurtulup gerçek benliğini kucaklamayı başaran insanoğlunu anlatır. Kendini her türlü yüzeysellikten arındırıp hakikatin peşine düşen bu arayışın sonunda varış noktası yalnızlık ve özgürlük olan kişi toplumun gözünde meczuptur.
Cibran'ın kötülük ikiyüzlülük adaletsizlik konformizm ve tamahkârlık karşısındaki eleştirel tutumu; bu dünyayla burada sürdürdüğü varoluşla yaşadığı zamanla uzlaşamayan bir meczubun bakış açısından kaleme alınmış bu mesellerdeki keskin ironide ifadesini bulur.