Voltaire deyince akla aklıma ister istemez Leibniz'in sistemini eleştiren filozof geliyor (aslında Leibniz de garip bir kişi 14. Louis'ye ayrıntılı bir İstanbul'u işgal planı göndermiş işi yokmuş gibi). Aydınlanma'nın önemli kişisi Voltaire Candide'de iyimserlik fikrini ölesiye sarakaya alır zaten de Candide felaketlerin çemberinden geçer ve sonunda Mudanya kıyılarına yerleşir (inşallah Tirilye civarlarıdır): "Şimdi bahçemizi ekelim"... Öyle işte Helikopter'de biz de bahçe ekerken karşımıza çıkıverdi tekrar ister istemez Voltaire. Bu sefer 1752 baskılı Micromégas hikâyeleriyle. Aslında tür olarak bu kitapçık Savinien Cyrano de Bergerac'ın (Edmond Rostand'un muhteşem kahramanı da zaten bu 17. yüzyıl yazarından esinlenmiş!) 1657'de yazılmış L'Autre Monde'u ile başlayan Pierre Bayle'in Pensées sur la Comète'i ile devam eden geleneğin içinde yer alıyor yani bilim-kurgunun emekleme döneminden kalma. Tabii bu geleneğin içine çok rahat Swift'i ve Gulliver'ını da katabiliriz. Öte dünyadan bakıp bu dünyayı anlamaya çalışmak... Haklılar insan bazen kendini uzaylı gibi hissediyor.