Osmanlı Devleti’nin son dönem Kafkasya siyasetinin temeli, Rus sınırında tampon bölgeler oluşturmaktı. Ancak Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizlerin bölgede yayılmaya başlamaları, dış desteğe muhtaç durumdaki Millî Mücadele için büyük bir tehdit unsuruydu. Bu nedenle Ankara Hükûmeti’nin Kafkasya siyaseti, İngilizleri bölgeden tamamen uzaklaştırmak ve Ruslarla aracısız irtibat kurmaktı. Rusya, bu siyasetin en önemli aktörlerindendi. Çünkü Millî Mücadele’nin bekası buradan gelecek para, silah ve teçhizat desteğine bağlıydı. Ancak iki tarafın anlaşması kolay olmadı. Rusya, yardım karşılığında Kafkasya’nın Bolşevik egemenliğine girmesi, Ermeni ve Gürcülere toprak verilmesi, Bolşevizm’in Türkiye’de yayılması gibi şartlar öne sürüyordu. Rusların değişen tutumu Türkiye’nin Kafkas politikasını şekillendirdi. Kafkasya’da İtilaf devletleri tarafından himaye edilen siyasi bir yapı kurulmasını istemeyen Türkiye, bölgeyi zapt edecek güçte olmadığı için Ruslara bırakmak zorundaydı. Türkiye, 1919-1921 yılları arasında izlediği Kafkas siyaseti ve Moskova ile yapılan görüşmeler sonucunda Rusya’dan mali ve askerî destek alabildi. Mehmet Ali Bolat, Millî Mücadele Döneminde Türkiye’nin Kafkasya Politikası (1919-1921) adlı eserinde, Türkiye’nin bölgedeki siyasi güçlerle giriştiği askerî-diplomatik mücadeleleri ve Misak-ı Millî’nin doğu sınırlarını koruma çabasını inceliyor. |