Ömer Lütfi Mete, TİMAŞ Yayınları’ndan çıkan “Milliyetçilik-Milliyetsizlik/ Kardeşliğimizi Zorlayan Kimlik Tartışması” isimli kitabında, milliyetçilik anlayışımızın nereye gittiğine, bütün bu hadiselerin ilk anda göründüğünden daha farklı olarak nerelere uzanabileceğine ilişkin çarpıcı açılımlar sunuyor. Mete, bu tür bir sorgulama kitabına neden ihtiyaç duyulduğunu ise şöyle anlatıyor:
“İlke olarak, önyargısız hare ettiğimiz zaman, bu üç olayda, varlığı öne sürülen dürtülerin ortak noktalarına bakarak milliyetçiliği sorgulama ihtiyacı duymayı anlayışla karşılamamız gerekir. Eğer böyle bir sorgulama ihtiyacını, kendilerini ‘bilinçli milliyetçiler’ olarak tanımlayanlar duyarsa bu davranış, anlayıştan da öte, saygıyla karşılanır. Nitekim biri gerçekten kalkar da milliyetçi olduğu için filanca ve falancayı öldürürse, ben de bütün gücümle bunu sorgulama ihtiyacı duyarım. Fakat, esasında milliyetçilik karşıtı ideolojik duruşu olanların veya başka milliyetçilikler adına Türk milliyetçiliğinden rahatsızlık duyanların, sorgulama görüntüsü altında suçlama kampanyasına kalkışmaları durumunda, şüpheci bakış, her türlü manevra ihtimalini araştırmayı gerektirir. O zaman ne olabilir?
Türkiye’de milliyetçi eğilimleri köpürterek, karşı ve farklı milliyetçilikleri tahrik etmek suretiyle doğacak yüksek gerilim altında Ankara’ya yeni diplomatik, siyasi, ekonomik veya stratejik istekler dayatmak da söz konusu olabilir. Onun içindir ki bu hengâmede milliyetçilik hakkında sorgulayıcı bir tartışmayı şahsen rahatsız edici ve yararsız bulmam. İster önyargılı bir milliyetçilik karşıtı kampanya ile karşı karşıya bulunalım, ister samimi bir merak içinde bu tür cinayetlerle milliyetçi gençler arasındaki bağlantının mahiyetini araştırma arzusu ile yüz yüze gelelim; her durumda, eğer milliyetçilik sağlıklı bir siyasi akımsa, mensupları kendilerine güvenlerini yitirmezler.”
Cesur soruları ve tatmin edici yanıtları ile muhakkak okunması gereken bir çalışma!