Rus tarihi Doğu Roma İmparatorluğu, İskandinav ve yerel Slav kültürü üçgeninde şekillenmiş bir tarih olarak değerlendirilse de Rus geçmişinin beslendiği bir diğer unsur da doğusunda yer alan bozkır hududuydu. Hazarlar, Peçenekler, Kumanlar ve İtil Bulgarları Rusların sadece birer komşusu değildi, aksine Rusları etkileyen ve Rus tarihini şekillendiren birer unsurlardı. Bununla birlikte, bu devlet ve boy konfederasyonlarından hiçbiri Rusya’da bir egemenlik kurarak idare sürmemişti ve Rusya, bozkırlıların aşamadıkları bir set tarafından, orman hattı ile korunmuştu. Ancak 1223’te doğudan gelen yeni bir bozkır gücü olan Moğollar karşısında Kalka’da aldıkları yenilgi, tarihin değişmeye başlayacağının habercisi oldu. Ancak yine de şanslılardı, çünkü Moğollar için bu harekât sadece bir keşif seferiydi ve zaferlerini müteakip doğuya doğru dönüp gittiler. Bu da Moğolların gelip geçici bir düşman olarak görülmesine ve Kalka felaketinin birkaç yıl içerisinde unutulmaya yüz tutmasına neden oldu. Bunun bedelini de 1236’da Moğollar ikinci defa Rus hudutlarına dayandığında, onlara karşı koymak üzere hiçbir hazırlık yapmamalarının yarattığı felaketle ödediler. Rus kaynak yazarları şimdi Kalka gibi tek bir muharebenin acısını değil, bütün bir Rusya’nın Moğol atları tarafından çiğnenmesini şaşkınlıkla karışık bir hüzün içerisinde aktarıyorlardı.
Ruslar 1237–1240 arasını çok zorlu bir üç yıl olarak geçirdiler. Belki hâlâ Moğolların gelip geçici bir düşman olduklarını düşünenler vardı, ancak 1242’de bu ümidin boş bir hayal olduğunu görmeleri uzun sürmedi. 1242’de Batu’nun Avrupa seferini sonlandırarak İtil kıyılarına gelmesi, Rusya’nın iki yüzyıl boyunca devam edecek yeni bir döneme, Moğol tabiiyeti dönemine adım atmasıyla neticelendi. Artık Rus knezleri “Han’ın toprakları” olarak gördükleri ülkelerinde hüküm sürebilmek için Altın Orda hükümdarından izin almak mecburiyetindeydiler, hem de en ücra yerlere varıncaya kadar. Aynı zamanda da Moğol hükümdarına vergi ödemek ve askerî hizmette bulunmak zorundaydılar.
Altay Tayfun Özcan, bu eserinde Moğol komutanları Cebe ve Sübedey’ın 1223’teki keşif seferinden başlayarak 1341’de Özbek Han’ın ölümüne değin, Moğolların Rusya üzerindeki egemenliklerinin seyrini konu etmektedir. Rus knezlerinin Altın Orda Hanlığı merkezine yaptıkları ziyaretlerin, Büyük Knezlik yarışı içinde birbirleriyle olan mücadelelerin ve Altın Orda hanlarının Rusya siyasetleri ile buna etki eden faktörlerin konu edinildiği Moğol-Rus İlişkileri (1223-1341) aynı zamanda 2018’de TÜBA TESEP Ödülü’ne layık görülmüş bir incelemedir.