Paris’te sefalet dolu bir hayattan İstanbul’a uzanan hikâyesiyle Anjel, Dehri Efendi’nin desteğiyle mürebbiye olur. Anjel’den dönemin çocukları için en uygun eğitim metodu olarak görülen birebir eğitim modelini uygulaması umulur. Ancak küçük dimağların yetişme tarzı bu defa hafif meşrep bir hanımefendinin insafına kalmıştır. Hayatı boyunca servet peşinden koşan, kendince şeytani zekâsının bütün imkânlarını seferber eden Anjel, Hüseyin Rahmi’nin deyimiyle temiz bir çiçek bahçesindeki baldırandan ibarettir.