Anda kalarak başarı ve mutluluğa ulaşmanın yolları... Hayatımızı yapmak eylemi üzerine kurguladığımızda, zamanın üzerine bir tür “yapılacaklar listesi” yapıştırırız. Her şeyimiz o listeyle bağlı hale gelir: Ancak bütün bunları yapınca rahata ereceğim; ancak bütün bunları başardıktan sonra huzura kavuşacağım; ancak şunları şunları yaptıktan sonra gün yüzü göreceğim… Böylece, yapılacakların ardı arkası kesilmediği gibi, her birini yaptıktan sonra kavuşacağımıza inandığımız o huzur, beklediğimiz o mutluluk da bir türlü gelmez. Belli belirsiz bir göz kırptıktan sonra hızla kaybolur ve biz de listedeki diğer yapılacaklarla başbaşa kalırız. Ömrümüz boyunca yapıp ettiklerimize yüklediğimiz vaatler, bizi uzaklarda değil, “An”ın içinde bekliyor. Eğer “An”da kalabiliyorsak, yani “olmak üzere yaşayabiliyorsak” mutluluk ve huzura ulaşmak mümkün. Daha önceki kitaplarında “Anda Kalmak” kavramının gidilememiş derinliklerine yaratıcı bir cesaretle açılan Rana Beri, bu kez hayatın iki temel eylemi olan “yapmak” ve “olmak”tan yola çıkıyor. Yapmak üzere yaşayan insandan olmak üzere yaşayan insana evrilmenin sırrının anda kalmakta saklı olduğunu anlatıyor. Okuru değerler, an temizliği, erteleme, beklenti, neyi niçin yaptığını bilip bilmeme, karar verme gibi kavramlar üzerinden anda kalmaya davet ederken, olmak üzere yaşamanın neredeyse hayatta olmakla, hatta hayatta kalmakla aynı anlama geldiğini gösteriyor.